efee 
efee

SADİ ALİMER VE BEKİR MURAT’IN ANISINA
ADI GEÇEN ZATLAR KUMKUYU KÖYÜNDE YAŞAMIŞLAR, OLAY 1935 YILLARINDA GEÇMİŞTİR.
Her Türk Vatandaşı gibi delikanlılar vakti gelince beraber Çanakkale’de Askerlik yapmışlardır.Tam dört sene iyi ve kötü günler geçirmişlerdir.Bunlar arkadaş değil kardeş olmuşlardı .yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş.Ta ki zaman gelip teskere alıp köye dönüp evlenip çoluk çocuğa karışmışlardır.
Bir gün civar köylerin birinde düğün varmış.Kumkuyu köylülerine de Okuntu yollanmış.Tabi ki davete gitmemek olmaz .Köylülere beraber davete İcap etmişlerdir.
Eskiden bu gün ki gibi vasıta yoktu .eşeği olan eşekle olmayan yayan tabanlarına kuvvet yürümüşler
Velhasıl düğüne giderler yerler içerler dönüş zamanı gelmiş aynı şekilde geriye dönüş başlamıştır bizim iki arkadaşın birinin ismi Bekir namı deli Bekir birinin ismi Sadi namı
Sıdenin oğlu .epeyi yolculuktan sonra bizim deli Bekir’in hastalığı tutmuş.Bekir uzun yıllar askerlik yapmış olmanın stresinden ve doğuşdan da var olan sinirsel olgulardan kaynaklanan sara geçirme şeklinde nöbetler geçirmekteydi; İşte bu nöbetlerden biri o an yolculukta tutmuştur. Ne yapsalar zaptedemiyorlar. Arkadaşı sadiye diyorlar ki sıdenin oğlu şu arkadaşını zapdet sadi onca uğraş çabadan sonra bir sonuç alamaz Bekir kendinden geçer sadi deli Bekir i eşeğin üstüne yatırır. Ellerini eşeğin ön ayaklarına, ayaklarını da eşeğin arka ayaklarına bağlar. Bekir ne kadar bağırsa çağırsa da küfür etse de sıdenin oğlu beni çöz desede çözmez 4-5 saat yolculukdan sonra akşamüstü köye dönerler herkez evine gider sadi bekir’in evine gelir avlu kapısını açar kapıya elindeki deynek ile Üç beş sefer vurur bekir’in karısı meleğe bağırır. Melek, melek evden ses gelmez, melek evdedir diye eşeği avluya sürer, Sadi evine gider Bekir hala eşeğin üstünde bağlıdır. Bekir bağırır beni çöz diye, Sadi çözmeden evine gider, eşek avluda gezinir, Bekir bağırır çağırır kimse gelmez duyanda olmaz, bekirin eli kolu bağlıdır. Eşeği avludan çıkartmak için kafası ile eşeğe vurur eşeğin boynunu ısırır eşek durmaz ahıra gider ahırda gezinir eşeği zorla ahırdan çıkarır eşek küllüğe gider Bekir eşeğin sırtındadır hala, eşek küllüğe gider ve Küllükde ağnanır Bekir bas bas bağırıyor bekiri duyan yok bekirin üstü başı kül olur eşek küllükden kalkar şöyle bir silkenir avlu kapısından çıkar doğru çeşmeye su içmeye gider Bekir hala sırtındadır. Bekir’i gören komşular bekiri çözer bu iki arkadaşın hiçbir zaman yaşadıkları müddetce birbirlerine kırgınlıkları olmamıştır. İyi bir dostlardı.
Allah her ikisinede rahmet etsin.
Kaynak Kişi = Sadinin oğlu Mahmut ALİMER
Okuntu = Davetiye
Sıdenin oğlu = Sıdıkanın oğlu
Ağnanır = Küllükde yatar

adı geçen olaylar bu evin ikinci katında geçiyor
ODA MUHABETLERİ
Yıl 1945’dir olay Yozgat ili Şefaatli ilçesi, Kumkuyu köyünde geçmektedir; Konu aynı köyün şahısları arasında cereyan eder.
Köyümüzde Halis SAĞLAM denen bir zat var, herkezin hoşgörüsü bol olan sözü yüzünde rahatsızlığı nedeniyle rahat hareket eden biridir. Köyün maskotu namı değer deli Halis’dir. Delisi mi yoksa velisimi olduğu bilinmeyen biridir. Baki hoca, köyün imamı ve ileri gelenidir; Topal Haydar ise aynı köylü, şakacı biridir.
Hepinizce malum olduğu gibi o yıllarda, iletişim, telefon, televizyon gibi araçlar yoktu, radyo bile bazı evlerde var, kimi pilsizlikden kimi ise arızadan dolayı kullanılmamaktadır. Köyün ve köylünün tek eğlencesi muhabbet faslı vardır oda odalarda ocakbaşı sohbetleridir. Bu sohbetlerde köyün güncel olayları kah mizahi, kah dıramatik tema içinde toplanan köylüler arasında geç vakitlere kadar sohbetler edinirdi.
Yine karlı bir kış günü, yine bir sohbet esnasında konu deli Halisin hayali aşklarıyla ilgiliydi, çünkü halis sanal dünyasında köydeki tüm kadın kız ve gelinlerine aşık olmuş, aşk yaşamış biridir. Sohbet olacakya! Cemaatde oturanlardan Halise takılmalar başlarlar. Baki hoca halise derki; Aşıklarını biliyoruz bizim daha bilmediğimiz kimler var, Halis?
Halis kah sıkıla, kah bunalarak cevaplar vermektedir. Baki hoca ve Topal Haydar orada saygın kişilerdir ve o an onlarda cemaatdedirler Halis saygısından cevap vermemektedir. Üzerine ne kadar gidilsede.
Cemaatde oturanların Halisin üzerine gidişleri çok yoğunlaşmıştır. Tüm sıkıştırmalara rağmen odadaki cemaatin bütün maksatları köyde adları söylenmeyen iki hanım üzerinde yoğunlaştı Halis kendine özgü utangaçlık ve mahçubiyet içerisinde ıkına, sıkıla cevap vermemektedir. Bu cevapsız kalışlar sonuçunda Baki hoca derki;
Ulan anlattıklarına bakılırsa köydeki bütün hanımları sevmişin sevmediğin bir benim hanım birde Haydar’ın hanım kaldı, haydar dayanamayarak gür bir sesle derki ;
“ Yaz yaz Zeko ile Telliyide yaz”
Der ve o günkü muhabetde böylece kahkaha tufanı ve muhabbetin doyumsuzluğu ile hayırlı geceler dileklerini ve o eve bereketler dileğiyle evlerine dağılırlar.
Adı geçen zadlardan kalanlara Allahtan sıhhat ölenlere rahmet dilerim.
Derleyen :Mahmut ALİMER

BİLAL

(hacı türk )

ALİ_&_BİLAL

ALİ_&_RAMAZAN_&_YAŞAR

Bulutlardaki Atatürk

bulgur kaynatılan kazanlar

bulgurun kaynatıldık tan sonra dövüldüğü yer
resim deki tekerleme
Bulguru aşırtırlar
Aşırtır şaşırtırlar
Şu Yozgat!ın kızları
adamı şaşırtırlar

yozgat'taki tarihi bir ev

Yozgat'taki saat kulesinden bir görünüm

Yozgat'tan görünüm

öküzleri çifte koşan çiftçi

At arabasıyla çaydan geçen adam
KATKILARINDAN DOLAYI
SAYIN MAHMUT ALİMER'e
TEŞEKKÜRLER
değerli köylülerim sitemizdeki bu bölümü başınızdan geçen olayları ve bildiğiniz olayları köylülerinizle paylaşabilmeniz için açtım bunun için sadece mail atmanız yeterli.